2014 yılını geride bırakırken

2014 ü uğurladığımız bu son günde, blogda yer alan her ayın en güzel  fotoğraflarıyla bütün bir yılın kısa özetini paylaşıyorum. 2015 sağlık, mutluluk, huzur, başarı ve barış getirsin... 

Trençkot

Uzun zamandır aklımda Trençkot dikmek var. Ama farklı bir renkte olsun istedim. Klasik olarak krem ya da siyah olmasın zaten gardrobumda var. Öyle bir renk olsun ki trençkot tek başına rengi ile patlasın istedim. İşte aradığım kumaşı sonunda buldum. Rengine limon yeşili mi desem, küf yeşili mi desem bilemedim. Burda dergisinin 2010 yılı Eylül sayısında yer alan kalıbı çıkardım ve kumaşı biçtim. En kısa zamanda diker ve burada yayınlarım inşallah. Şimdilik sağlıcakla kalın:=)

İnstagram Paylaşımlarım #12

İnstagram'da daha çok fotoğraf paylaşırken bloga uzun uzadıya yazı yazmak biraz zor geliyor. Aslında bu aralar evde de üreticilik devam ediyor. Projelerimle yakında karşınızda olacağım. Fakat iş yerinde çok yoğun olduğumdan, bloga, ziyaretçilerime iadeyi ziyarette bulunamıyorum. Lütfen kusura bakmayın en kısa zamanda geri döneceğim...
Bu arada instagramda beni takip etmek isterseniz kullanıcı adım neclasolen. Hadi bakalım haftanın son gününü bitirelim, yaşasın hafta sonu:=)))
 Dileğim #bumeranglayeniyil bu şemsiye kadar renkli geçsin...

Sarı Bluz

 Bana kış pek gelmiyor, evde işte hep kısa kollu giyinirim. Sıcağı pek sevmem, hal böyle iken kısa kollu bluz modelleri her zaman ilgimi çeker. Bu bluzu geçen seneden beri yapmak istiyordum, uygun kumaş bulamamıştım.  Kumaş pazarında pamuklu, esnek sarı kumaşı görür görmez hemen bir ışık yandı başımın üstünde! Kumaşı alır almaz soluğu evde aldım. 2013 Ekim sayısında yer alan bluz kalıbını çıkardım ve dikmeye başladım. En güzeli de kumaşın kenarlarının atmaması, overlok çekme ile uğraşmadım, diktim sabahına da giydim işe geldim. Nasıl ama?

Monster High parti ile 8 yılı geride bıraktık

Gecikmeli de olsa kızıma arkadaşlarıyla beraber hoşça vakit geçirdiği doğum gününü nihayet yaptım.
Sınıf arkadaşları ve komşu kızlarının davetli olduğu partide bol bol dans ve müzik vardı. 11 kızı bir ara tutmak ve oyalamak çok kolay olmadı tabii:=) Biraz da etkinlik dedim ve onlara önceden aldığım yuvarlak köpüklerden göz, burun, kulak ve saç yapıştırarak kafalar elde ettik. Neyse ki çok eğlendiler, kızım da mutlu olunca ben de mutlu oldum.
8. yaşını bitirdiği partide tema Monster High'dı. Cup cake, şişe,pipet ve duvar afişi süslemelerinin şablonlarını Keyfekeder'den aldım ve düzenledim. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, şeker hamurlu monster high pasta tamamen benim eserim olur:=)) 

İnstagram Paylaşımlarım #11

İnstagramda geçen 2 haftada neler paylaşmışım, hep birlikte bakalım. 
Gün be gün, anında neler paylaştığımı görmek için İnstagramda neclasolen adıyla bulabilirsiniz. 
  Havaalanında kimi gördüm:Kiehl's:=)

Volanlı Yelek

 2014 yılı Ekim Burda dergisinde yer alan volanlı yeleği dikmeyene blogger demiyorlarmış:=) Blogger demeseler de böyle salkım saçak, asimetrik, yamru yumru kıyafetleri de pek severim. Gelelim hikayemize: Volanlı yeleği farklı bir kumaşla; deri, güderi, süet ya da trikoyla dikmeyi istedim. Aslında dikmekte geç kalmamın nedeni de kumaşçılarda buna uygun kumaş bulamamamdı. Tam benim kumaş aradığım zamanlarda da sağolsun annem bu triko kumaşı vererek tam onikiden vurdu. Hemen o gün kalıbı çıkardım ve diktim. Kenarlarına overlok çekip bıraktım. Ertesi günde siyah tayt ve siyah body giyinerek bu turkuaz rengi volanlı triko yeleğimin keyfini sürdüm.

Roma Tatili Bölüm 2


Roma gez gez bitmiyor, başını nereye çevirsen bir tarihi yapıt var. İtalyanlar tarihlerine sahip çıkmışlar, onları korumuşlar ve korumaya da devam ediyorlar. Bizim gibi turizm sezonu dışında gidince her yerde restorasyonla karşılaşıyorsun. 
Roma tatilimizin birinci bölümünü burada anlatmıştım. İkinci bölümde ise Vatikan'ı anlatacağım. Dünyanın en küçük ülkesi olan Vatikan, Hıristiyanlık dininin Katolik mezhebinin yönetim merkezidir. İçinde yer alan Aziz Petrus Bazilikasını, Sistina Şapeli, Vatikan müzelerini gezdik. Beni en çok etkileyen ünlü İtalyan Rönesans dönemi ressam, heykeltıraş Michelangelo'nun eserleridir. Özellikle Sistina şapelindeki tavan resimlerine bayıldım. O ne sanat öyle...

70'li yıllar

1960'lı yılların elbisesini daha önceden dikmiştim. Şimdi ise 1970'li yılların elbisesini diktim. Hem de o yılın Burda dergisinden yararlandım. Eski Burda dergilerinin kalıplarını okumak daha zor ve de o kadar çok model var ki şimdiki gibi üç beş modelle geçiştirilmemiş. 
1970 yılının Ocak sayısında yer alan elbisenin etek kısmını değiştirdim. Kalıbın etek kısmı pileli iken ben düz evaze olarak bitirdim. Onun dışında spor dikiş dikmek bayağı zormuş onu anladım.
Kumaşım kalın jarse, Allah'tan kolay dikiliyor:=)

Panik Atak ve Fenomen Psikoloji

Biraz da sağlık diyorum ve sizlere bugün Panik Atak'dan bahsetmek istiyorum.
 Son zamanlarda bir çok kişide gözüken ve insanları olumsuz etkileyen , ciddi anlamda korkutabilen, aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetlerine Panik Atak denir. Birdenbire başlayan Panik Atak giderek şiddetlenir ve şiddeti 10 dakika içinde en yoğun düzeye çıkar. Çoğu zaman 10 ila 30 dakika kadar devam eder nadir olsa da 1 saate kadar sürüp kendiliğinden geçer. Panik Atak belirtilerini uzun uzun burada yazmak istemiyorum Fenomen Psikoloji zaten anlatmış. Asıl anlamamız gereken beden sağlığı kadar ruh sağlığının da önemli olduğudur. Ruh ve beden bir takımdır, biri bozuldu mu diğeri de bozulmaya başlar. İnsan hayatında psikolojisini etkileyen bir çok durumla karşı karşıya kalır ve uzman bir el yardımı olmadan içine düşülen bu durumdan çıkılamaz. Hatta yalnız başına çıkmaya çabaladıkça daha da derinlere çeker ve insan psikoloji ileri derecede bozulmaya başlar. Eğer ki ayıp, günah, yok ben hallederim kimseye anlatamam diyorsanız yanılıyorsunuz. Sıkıntılar, acılar paylaşıldıkça azalır, mutluluklar paylaştıkça çoğalır. Bunun içinde uzman kişilere ihtiyaç var. Hayatta zorlandığınız durumların üstesinden psikolog yardımıyla gelebilirsiniz. Zorlandığınız durumun ne olduğunu anlayıp karar verdikten sonra bir uzman psikolog aramaya başladığınızda ilk bakacağınız adres Fenomen Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi olmalıdır. Psikoloji konusunda her türlü desteği sağlayacak olan ekip sorunlarınızla başa çıkmayı, Panik Atak ile mücadeleyi  size terapiler yardımıyla öğretecektir. Terapiler 60 dakika sürmekte ve alanında uzman psikologlar tarafından yapılmaktadır. 
Korkularınızın üzerine gitmekten korkmayın!!!!

Roma Tatili Bölüm 1

Geçen hafta siz burada önceden programladığım yazıları okurken eşim ve sevdiğim dostlarımla birlikte Roma 'da idim. 3 gece 4 gün süren Roma tatilinde bol bol yürüdük, şehrin arka sokaklarında kaybolduk. Turistlerin alışveriş ettiği yerlerden uzak durduk, halkın alışveriş ettiği yerel dükkanları gezdik, alışveriş yaptık. Alışveriş dedimse de öyle aklınıza torba torba alışveriş, son moda kıyafetler marka alışverişleri gelmesin. Çünkü bizde 70 TL olan hırka onlarda 70 Euro olunca alışveriş cazip gelmiyor. Eşdeğerde bir hırkayı Türkiye'den 3'te 1'i fiyata alacaksam neden daha fazla ödeyeyim dedim ve sadece görselliğimi doyurarak gezdim. Yemeklere gelince, elbette bizim yediğimiz yerlerden daha iyileri de vardır. Sonuçta bilmeden rastgele yemek yedik. Ama iddia ediyorum bizim pizzamız, makarnamız ve de Tiramisumuz onlardan daha iyi. Hatta ben bile daha iyisini yaparım diyebilirim:=) Bir tek dondurmalarını çok sevdim. Nerede yediysem aynı tat, aynı kaliteydi. 
İnsanları çok gürültülü, yolda, metroda bağıra bağıra konuşuyorlar, ya sağırlar ya da umursamaz:=)
Bir de en çok dikkatimizi çeken çok göç aldığıdır. İtalyandan çok İranlı, Suriyeli, Hintli,Koreli ve Çinli gördük.Bütün bakkal market, hediyelik dükkanlar, sokak satıcıları onların işletmesi altındaydı.
Turizm sezonu yazın olan Roma'da Aşk çeşmesi tadilattaydı ama gene de dileğimizi tutup paralarımızı attık. Onun dışında Kolezyumun bir kısmı ve diğer tarihi kale, kiliselerde de tadilat vardı. Daha anlatacak çok şey var....Onlarda başka bölümde:=)

Karahindiba

Daha önceden bir ağaç çizmiştim kendi diktiğim bluza. Şimdi ise karahindiba çizdim, hani üfleyince tüyleri havada uçuşur. O tüyler havada uçuştukça insanın yüzünde bir tebessüm yayılır. Hele de bir üfleyişte hepsini uçurduysan senden mutlusu olmaz. İşte o karahindibalardan iki tanesini çizdim ve usulca üfledim tüyler uçuşsun mutluluk yayılsın diye...

Keşke Kadın Olsam…

Hangi kadın olsa bayılır bu kitaba. 

Neden mi? 

Nedeni çok basit. 

Bu kitap kadınlara “erkeklerle eşit olmaya çalışma, sen onlardan kat be kat GÜÇLÜSÜN!” diyor. 

Aykut Oğut’u okurlar fenomen olmuş kitabı Evrenden Torpilim Var sayesinde yakından tanır. Bir tür “iste, olsun” kitabıydı Evrenden Torpilim Var. 

Şimdi uzun bir aradan sonra Aykut Oğut’un "Keşke Kadın Olsam" kitabı gündemde. 

Ne mi anlatıyor bu kitap?

Bir kere kadınlara güçlerini yeniden hatırlatıyor. 

“Sevgili kadınlar” diyor. Erkekle eşit olmak da neymiş? 
          Erkeklerle ASLA eşit OLAMAZSINIZ!
          En büyük hatanız bizimle eşit olmaya çalışmak!
          Çok çabalarsanız eşit olmayı becerebilir misiniz?
          Elbette becerebilirsiniz AMA kendinizden, gücünüzden vazgeçerek becerebilirsiniz bunu!
          Erkekle EŞİT olmak için VAROLUŞ çıtanızı alçaltmanız, daha aşağı inmeniz gerekiyor.
          Eşitlik mi istiyorsunuz?
          Siz bilirsiniz!

Neden eşitlik için kadının çıtasını alçaltması gerekirmiş derseniz? 
Yazara göre:

KADIN ERKEKTEN 16 KAT DAHA ÜSTÜN!

Kadın daha güçlü, daha duygusal, muhteşem bir içsel rehberlik kapasitesine sahip, seks ve cinselliği yaşamak konusunda içindeki sese kulak verdiğinde önünde kimse duramıyor, evrensel saygıyı ve sevgiyi hissedebiliyor verebiliyor… 

Amaaa...

Bu özellikler tek başına yetmez. 

Bir KADIN ancak: 

DUYGULARINI İFADE EDEBİLDİĞİNDE
ONLARI BASTIRMAYI DEĞİL KUCAKLAMAYI SEÇTİĞİNDE
İÇİNDEKİ DİŞİLİĞİ UYANDIRMAYI BAŞARDIĞINDA
 

Bu özellikler gerçek kapasitesine ulaşıyor. 

Kim için yazılmış bu kitap:

Aşkta, ilişkilerde, profesyonel ve sosyal hayatta kendini eksik ve kaybolmuş hisseden her kadın için…

Aykut Oğut bu kitapla cici kızlar uyur, prensi bekler sözlerine inanarak uyutulan güzelleri; sen otur oturduğun yerde, beyaz atlı prens gelince kurtaracak seni sözlerine inanıp hayatını uzun bir bekleyişe bırakmış bütün prensesleri resmen UYANDIRIYOR!

Bu kitabı okuyan bütün kadınlar VAY BE! GERÇEKTEN GÜÇ BENDEYMİŞ diyecek. 

Bir kadın devriminin başlaması an meselesi!

Kitapla ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız. 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

İnstagram Paylaşımlarım #10

Blogda İnstagram paylaşımlarım biraz geriden geliyor. Önceliğim blog olduğundan ara ara instagram paylaşmaya çalışıyorum. bakalım geçen haftalarda neler paylaşmışım bakalım:=))
An be an paylaştıklarımı görmek isterseniz İnstagram'da neclasolen adıyla beni takip edebilirsiniz...
 Günaydın:=)

Çirkin Güzel

Başrolde var olan iki kişinin haricinde yan karakterlerin bolca olduğu olduğu romantik bir kitap. Şu anda ikincisi çıktı. Yarım kalan hikaye ikinci kitapta devam edecek. yazar, belkide diğer karakterleri anlatacağı kitapları da yazar. Yani çok çok bayıldım bittim diyemem ama kafayı dağıtmak, açısından başarılı, dili akıcı bir kitaptı. Uzun kış gecelerinde televizyon seyretmektense kitap okumayı seven romantiklere tavsiyem olur:=)

Arka kapak:
Melike Çetinoğlu kilolu bir kadındır ve aynı zamanda kocasına delice aşıktır. Kocası tarafından da büyük bir aşkla sevildiğine inanmaktadır.
Ta ki bir iş adamının verdiği davette, aklının ucundan bile geçmeyecek bir gerçekle yüz yüze gelene dek...
Hayatının koca bir yalandan ibaret olduğunu öğrenmesi sonucu pembe gözlüklerinin arkasından baktığı dünyası bir anda kararmıştır.
Çareyi hem kocasından hem de alışık olduğu ortamdan tümüyle uzaklaşmakta bulur.
Bir yıl sonra tüm planlarını hayata geçirmiş bir şekilde geri döndüğünde ise artık kendine güveni tamdır. 
Tek arzusu ise canını yakanın canını yakmaktır.
Çağrı Çetinoğlu ile görülecek son bir hesabı vardır...

Yayınevi:Optimum Kitap
Yayın yılı:2014
Sayfa sayısı:464

Şirinler Yalova'da

 "Eğer uslu bir çocuk olursanız Şirinleri görebilirsiniz" der çizgi filmin sonunda bir ses ve o replik hiç unutulmaz.  Her şirinler müziği çaldığında aklıma gelir ve çocukluğuma alır götürür. Büyüsem de çocuklarımla çizgi film izlemeye bayılırım. ve benim sevdiğim kadar çocuklarım da sever Şirinler'i... Hafta sonu çocuklarım ve kuzenleri, Kutsi eniştelerinin davetlisi olarak Şirinler çocuk oyununa gittiler tabii ben de:=) Gen Organizasyonun düzenlediği oyunu çocuklar oturdukları koltukta zıp zıp zıplayarak ve şarkıları söyleyerek izlediler. Ayşe Selin'e göre oyun bir beden küçük olsa da kardeşleriyle birlikte o da seyretmekten zevk aldı. Oyun sonunda Şirinler ve Gargamel ile fotoğraf çekilen çocuklar mutlu bir hafta sonu geçirdiler

Nashi Phyto Repair

Elica Cosmetics'in açılışında, sahibesi Zeynep Elif Ekmen'in  tavsiyesi üzerine Nashi'nin kuru ve yıpranmış saçlara yönelik Phyto Repair serisinin şampuan ve saç kremini aldım. Aldığım günden beri şampuan ve saç kremini düzenli olarak kullanmaya başladım. 
Nashi phto repair şampuan ve saç kremi bitki kökleri, kolajen ve keratin ile zenginleştirilmiş formüle sahiptir. Sülfat, paraben, sodyum gibi ağır içerikler yoktur.  
 İlk günkü kullanımda bile etkisini gördüğüm ürünlerin 2 haftalık kullanımı sonunda gözlemlerim şunlar oldu:
  • Kuruyan ve kırılan saç uçlarım gözle görülür derecede fark yarattı. Artık daha parlak ve sağlıklı gözüküyor.
  • Saç dökülmem azalırken, dolgunluğu arttı ve yumuşacık oldular.
  • Yıkamadan sonra saçlarım çok kolay taranıyor.
  • Kuruturken elektriklenme olmuyor ve daha az uğraşarak saçımı düzleştirebiliyorum.
Yıpranmış, kurumuş sağlıksız saçlara tavsiye ediyorum...