kitap ayıracım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kayıp Kurban

Sevgili arkadaşım Ayla Koca Kayıp Ruh Yitik Beden adlı ilk kitabından sonra ikinci kitabını çıkardı:Kayıp Kurban  
Yerinizden kalkmadan bir solukta okuyacağınız kitap gerçekten çok güzel. Bir de polisiye roman seviyorsanız tam size göre...

Arka Kapak: 
"Tanrım, uyanabilseydim keşke. 
Çünkü nasıl olduğunu bilmeden düş görüyorum. 
Ve fena sarsılıyor ruhum, atılmasın diye yanlış bir adım.
O unutulan ölü, mutlu olmayabilir belki diye."
-Edgar Allan Poe-

"Dünyada uyanmamak üzere, bilinçli bir uykuya dalmıştım. Karanlığın içinde korku ve merak içinde bekliyordum. Beni çağıran sesin yanına vardım. Usulca benimsedim bana bahşedileni.

Kurbanın gözleriydim. Son çırpınışında, son yakarışında, son soluk alışında yanında ben vardım. Onunla öldüm. Fısıltılar eşliğinde bir şeyler anlatıyordu bana. Bir şeyler anlatıyordum kendime. Son arzumu dillendiriyordum.

Şimdi kalbimi mi dinleyecektim, vicdanımı mı, yoksa kurbanları mı? Peki ya kurbanlar yalan söylüyorsa, bu hikâyede asıl kurban katilse?"

"Sükûnet bozulmuyorsa, sessizlik bir ipucudur."


Sayfa Sayısı: 384

Baskı Yılı: 2016


Dili: Türkçe
Yayınevi: Ren Kitap

Bana ve Çocuklara Kitaplar

 Son teknolojiyi yakından takip etmeme rağmen kitabı basılı yayından okumayı tercih ediyorum. O kitap kokusunu içime çekeceğim, sayfaları çevireceğim, arasına bir fotoğraf, bir çiçek, bir not bırakacağım.  Hal böyle olunca evimizin bir odası kütüphane olarak kullanılıyor. Çocuklarıma da kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için elimden geleni yapıyorum. Her fırsatta kitap okumalarını sağlıyor, boş bırakmıyorum devamlı onların istedikleri yada okumalarını istediğim kitapları alırım. Okullar tatil olduğunda da çocuklara kitap sipariş verirken kendime de kitap almıştım ama sizlerle paylaşmadığımı şimdi fark ettim.
Kendim için havuz başında okumak üzere Aylem Güngördü'nün Külkedisi'nin Zayıflama Hikayesini aldım.
Çocuklara ise:
Ahmet Ümit'ten Masal İçinde Masal
Nazım Hikmet'ten Sevdalı Bulut Masalı
Vladimir Tumanov'dan Kraliçeyi Kurtarmak
Roald Dahl'dan Zürafa, Peli ve Ben

Deli Divane-Nehir Erdem

Gene bir Wattpad yazarı ile karşınızdayım. Nehir Erdem'in wattpad'de başlayan hikayeleri kitap oldu hatta dizilere kadar taşındı.  Dili çok akıcı, olan yazarımızın bu kitabında gülmekten karnıma ağrılar girdi. Karadeniz'de geçen hikayeyi mutlaka okuyun.
Arka kapak: "Susmadığın her an, seni öperek susturacağımı söylemiştim Yeliz! Ve bunu yapmaktan asla çekinmeyeceğimi biliyorsun, aksine bu bir zevk olacak..." Bir yanda Karadeniz gibi bir adam: Hırçın, öfkeli, mert… Diğer tarafta başına buyruk bir deli kız: İnatçı, sevimli, çenebaz… "Benim ilk aşkım sensin Memet... Kalbim ilk defa sana attı ve Allah şahidimdir en son yine sana atacak..." Ve doludizgin giden bir aşk: Karadeniz kadar hırçın, yaylalar kadar özgür, İstanbul kadar tutkulu…
Sayfa Sayısı: 416
Baskı Yılı: 2015
Yayınevi: Müptela Yayınları

Aşk Mutfağı-Tuğçe Sargın

Dünya genelindeki en büyük hikaye paylaşma ve keşfetme platformu olan Wattpad  takipçisi olarak keşfettiğim sevgili Tuğçe Sargın ilk kitabını çıkarttı. Ne kadar teknolojiyi sevsem de gene de elime aldığım, sayfalarını kokladığım, yapraklarının arasına küçük notlar koyduğum kitapların yeri başkadır benim için. Bir de bazen tanımasan da bazı insanları kendine yakın hissedersin, onun başarısına sen de mutlu olursun ya işte o benim, tanımadan sevenlerden:=)  Akıcı bir dili olan kitap, özgürlüğüne düşkün bir Türk kızı ile İtalyan bir erkeğin hikayesini anlatıyor. Sonu istediğim gibi olmasa da sanki kitabın ikincisi de gelebilir...

Arka kapak: Özgür olmak için gittiği diyarlarda bambaşka bir aşka tutsak olan bir menekşenin hikâyesi…
Hayallerini gerçekleştirmek için ülke ülke gezen Menekşe, özgürlüğünün tadını çıkartırken mutfaktaki hünerlerini de geliştiriyordu, ta ki İtalyan mutfağıyla tanışana kadar… 
Burada lezzet çoktu ve iddialı olmak gerekirdi, Menekşe de öyleydi. Bir çiçek gibi özgür, güzel ve iddialı… Menekşe İtalyan mutfağından gelen kokulara daha fazla dayanamadı… Güzelliği, zekâsı ve özgürlüğüne düşkün Menekşe La Rossa'nın ne demek olduğunu anlamak istiyordu, bu koku onu cezbetmişti, artık mutfağa girme vakti gelmişti. Hem de bu yalnız ve garip adamla… 
Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2015
Yayınevi: İndigo Kitap 

13.Bursa Kitap Fuarı

Dün 13.Bursa Kitap Fuarının son günüydü. Üç kafadar arabaya atlayıp gittik. Gitmeden önce hangi yazarların imza günüymüş diye ufak bir araştırma yapmıştım. En sevdiğim yazarlardan Ayşe Kulin'in imza günü olduğunu görünce, beni en çok etkileyen kitabı Adı:Aylin'i yanıma aldım. Benim için yazarın bir kitabı imzalı olsun yeter yoksa evdeki bütün kitaplarını toplar gelirdim. Ne yazara eziyet ne de onunla bir iki kelime etmek ve kitap imzalatmak için kuyruğa girmiş o kadar kişiyi bekletmek istemem. 
Fuarın son günü olduğundan çok fazla yazar vardı. Ama o kadar uzun kuyruk vardı ki beklemem mümkün değildi. Yılmaz Özdil her zamanki ağır vakur duruşuyla kitaplarını imzalarken, Pucca genç hayranlarıyla sohbet ederek bol bol fotoğraf çektirerek kitaplarını imzalıyordu.  Nerede tanıdığım ilk Pucca nerede şimdi ki yarım Pucca? Hatun incecik olmuş, safi kocaman bir dudak kalmış! (Bunlar hep kıskançlıktan yazılmış şeyler hep, kitap imzalatamadım ya!!) 
Bir de Büşra Küçük adlı bir yazar varın upuzun bir imza kuyruğu vardı. Kendisinin kitaplarını hiç okumadım, merak ettim en kısa zamanda okuyacağım. Bu arada Canan Tan, Uğur Koşar, Can Dündar'ı da gördük. Hepsi hayranlarıyla iç içeydi. Yazar ve okurun bir araya geldiği kitap fuarlarını seviyorum, kitap kokusunu seviyorum. Kitap okuyan insanlarla bir araya gelmeyi seviyorum...

Handan-Ayşe Kulin

Ayşe Kulin severek okuduğum yazarlardan bir tanesidir. Bu kitapta da yazar beni yanıltmadı. Severek, kitabın içine girerek, sanki bir film izler gibi, yaşamış gibi gene okudum. Ellerine sağlık Ayşe Kulin...
Yazarın, Halide Edip Adıvar'ın Handan adlı kitabına atıfta bulunarak yazdığı kitapta Gezi olaylarına da değinilmiş. Ayrıntıya girmek kitabın konusuna çok değinmek istemiyorum ama bildiğim bir şey var ise bu kitap  ile Halide Edip Adıvar'ı daha yakından tanımak ve okumak istedim. Hatta nasıl olur da okumam diye hayıflandım. 

Arka Kapak:
Yalnız bir kadın mutlu olabilir mi?
"aşklarını kendileri yaratır, sonra da elleriyle yok mu ederdi bütün kadınlar, yoksa ben mi böyle tuhaftım? Yalnız bir kadın güçlü olabilir miydi? Mutlu olabilir miydi?"
Başına buyruk haliyle; hataları, sevapları, acıları, sakarlıkları, sonsuz içtenlikte ki aşkları ve zaaflarıyla hepimizden bir şeyler taşıyan, ama aynı ölçüde özgün, benzersiz bir karakter, Handan… 70'lerin çocuğu Handan, hayatının son derece hassas bir noktasında (yaralı bereli orta yaşında), Halide Edib Adıvar'ın ölümsüz eseri Handan'ın eşliğinde bir keşif, bir hesaplaşma yolculuğuna çıkmaya zorlanır. Bu yolculuk ki aşklar, aldatmalar, aldanmalar, ölümler ve entrikalardan geçecek, dahası, İstanbul'un tarihinin en hareketli, en renkli ve en "gazlı" günlerini, hem de tam ortadan kat edecektir…
Ayşe Kulin her güçlüğe, her şarta göğüs geren ve "asla pes etmeyen" bir kadının, Handan'ın sıra dışı, şakrak ve capcanlı hayat mücadelesine davet ediyor okurları.
Yayın Yılı:2014
Sayfa Sayısı:272
Yayınevi:Everest Yayınları

Keşke Kadın Olsam…

Hangi kadın olsa bayılır bu kitaba. 

Neden mi? 

Nedeni çok basit. 

Bu kitap kadınlara “erkeklerle eşit olmaya çalışma, sen onlardan kat be kat GÜÇLÜSÜN!” diyor. 

Aykut Oğut’u okurlar fenomen olmuş kitabı Evrenden Torpilim Var sayesinde yakından tanır. Bir tür “iste, olsun” kitabıydı Evrenden Torpilim Var. 

Şimdi uzun bir aradan sonra Aykut Oğut’un "Keşke Kadın Olsam" kitabı gündemde. 

Ne mi anlatıyor bu kitap?

Bir kere kadınlara güçlerini yeniden hatırlatıyor. 

“Sevgili kadınlar” diyor. Erkekle eşit olmak da neymiş? 
          Erkeklerle ASLA eşit OLAMAZSINIZ!
          En büyük hatanız bizimle eşit olmaya çalışmak!
          Çok çabalarsanız eşit olmayı becerebilir misiniz?
          Elbette becerebilirsiniz AMA kendinizden, gücünüzden vazgeçerek becerebilirsiniz bunu!
          Erkekle EŞİT olmak için VAROLUŞ çıtanızı alçaltmanız, daha aşağı inmeniz gerekiyor.
          Eşitlik mi istiyorsunuz?
          Siz bilirsiniz!

Neden eşitlik için kadının çıtasını alçaltması gerekirmiş derseniz? 
Yazara göre:

KADIN ERKEKTEN 16 KAT DAHA ÜSTÜN!

Kadın daha güçlü, daha duygusal, muhteşem bir içsel rehberlik kapasitesine sahip, seks ve cinselliği yaşamak konusunda içindeki sese kulak verdiğinde önünde kimse duramıyor, evrensel saygıyı ve sevgiyi hissedebiliyor verebiliyor… 

Amaaa...

Bu özellikler tek başına yetmez. 

Bir KADIN ancak: 

DUYGULARINI İFADE EDEBİLDİĞİNDE
ONLARI BASTIRMAYI DEĞİL KUCAKLAMAYI SEÇTİĞİNDE
İÇİNDEKİ DİŞİLİĞİ UYANDIRMAYI BAŞARDIĞINDA
 

Bu özellikler gerçek kapasitesine ulaşıyor. 

Kim için yazılmış bu kitap:

Aşkta, ilişkilerde, profesyonel ve sosyal hayatta kendini eksik ve kaybolmuş hisseden her kadın için…

Aykut Oğut bu kitapla cici kızlar uyur, prensi bekler sözlerine inanarak uyutulan güzelleri; sen otur oturduğun yerde, beyaz atlı prens gelince kurtaracak seni sözlerine inanıp hayatını uzun bir bekleyişe bırakmış bütün prensesleri resmen UYANDIRIYOR!

Bu kitabı okuyan bütün kadınlar VAY BE! GERÇEKTEN GÜÇ BENDEYMİŞ diyecek. 

Bir kadın devriminin başlaması an meselesi!

Kitapla ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız. 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Çirkin Güzel

Başrolde var olan iki kişinin haricinde yan karakterlerin bolca olduğu olduğu romantik bir kitap. Şu anda ikincisi çıktı. Yarım kalan hikaye ikinci kitapta devam edecek. yazar, belkide diğer karakterleri anlatacağı kitapları da yazar. Yani çok çok bayıldım bittim diyemem ama kafayı dağıtmak, açısından başarılı, dili akıcı bir kitaptı. Uzun kış gecelerinde televizyon seyretmektense kitap okumayı seven romantiklere tavsiyem olur:=)

Arka kapak:
Melike Çetinoğlu kilolu bir kadındır ve aynı zamanda kocasına delice aşıktır. Kocası tarafından da büyük bir aşkla sevildiğine inanmaktadır.
Ta ki bir iş adamının verdiği davette, aklının ucundan bile geçmeyecek bir gerçekle yüz yüze gelene dek...
Hayatının koca bir yalandan ibaret olduğunu öğrenmesi sonucu pembe gözlüklerinin arkasından baktığı dünyası bir anda kararmıştır.
Çareyi hem kocasından hem de alışık olduğu ortamdan tümüyle uzaklaşmakta bulur.
Bir yıl sonra tüm planlarını hayata geçirmiş bir şekilde geri döndüğünde ise artık kendine güveni tamdır. 
Tek arzusu ise canını yakanın canını yakmaktır.
Çağrı Çetinoğlu ile görülecek son bir hesabı vardır...

Yayınevi:Optimum Kitap
Yayın yılı:2014
Sayfa sayısı:464

Kayıp Ruh Yitik Beden

Sevgili arkadaşım Ayla Koca'nın yazmış olduğu ilk kitabını sizlere tanıtmak istiyorum. Kitap yazarın ilk kitabı olmasına rağmen çok başarılı. Konusu, kurgusu, akıcılığı ile sizleri kitaba bağlıyor, bitirmeden uyuyamadım. Uzun zamandır bu kadar hızlı ve merak ederek okuduğum bir kitap olmamıştı. Konusundan çok bahsetmek istemiyorum, merak edenler alsın okusun ve böylelikle yazarımızın 2. kitabı çabuk gelsin:=) 

Arka kapak:
Alara özel olduğunu biliyordu, bu aynı zamanda onun lanetiydi.
İnsanları mutlu ederken kendini mutsuzluğa ve yalnızlığa mahkum eden yeteneğini zaman zaman sorgularken, karşısına hiç beklemediği anda çıkan ve ilk görüşte aşık olduğu Hasan'ın varlığıyla yol ayrımına girer.
Tam seçim yapacağı sırada verilen görevle beraber kendini geçmiş ve geleceği arasında kapana kısılı bulur. Alara şimdi aşkı ailesi ve de görevi arasında seçim yapmak zorundadır. Peşinde mafya, katiller ve geçmişi vardır.
Mutluluğu nasıl yakalayacağını okurken kendinizi bambaşka bir alemde heyecanlı bir macera avına tanık olarak bulacaksınız. Roman boyunca av mı? avcı mı? olduğunuzu sorgulayacaksınız.

Yayın Yılı:2014
Yayınevi:Elf
Sayfa Sayısı:250

Ustam ve Ben


Elif Şafak'ın en sondan bir önceki kitabının adı: Ustam ve Ben. Aslında daha önceden okumuştum ama blogda paylaşmak bugüne kaldı. En son kitabı ise Sakız Sardunya adlı bir çocuk kitabıymış, konusu ise ismini sevmeyen bir kız çocuğunun hikayesiymiş. Bakalım onu ne zaman okuyacağım. Şimdi  asıl paylaşmak istediğim kitabımıza dönelim. 
Kitapta bir filbazın hikayesi anlatılmış. Kanuni Sultan Süleyman, Selim, Murad ve Mimar Sinan döneminde geçen tarihle iç içe geçmiş bir kitap. Hikaye çok güzel, kurgusu, akıcılığı güzel ama tarih bilgileri bir tarih adamı olmama rağmen ne kadar doğru tartışılır. Yani bu kitabı tarih kitabı olmadan okursanız gayet güzel tavsiye ederim.

Arka Kapak:
Öğrenme aşkıyla geçti ömrümüz, aşkı öğrenemesek de…

Tarihimizin en önemli ve çalkantılı dönemlerinden biri olan 16. yüzyılda İstanbul… Hindistan'dan gelen beyaz bir fil ve onun sırlarla dolu bakıcısı: Çota ile Cihan. Filbaz aynı zamanda bir üstadın çırağı. Ustası ise Sinan. Bu toprakların yetiştirdiği en büyük mimar.
Elif Şafak'ın muazzam hayal gücü ve zengin diliyle Osmanlı tarihinin derinliklerine doğru şaşırtıcı bir yolculuğa çıkıyoruz. Karşılıksız bir aşk, iktidar kavgaları, yobazlığın ortasında yeşeren sanat ve beklenmedik bir ihanet…
Bir tarafta bilime ve öğrenmeye inananlar, bir tarafta gelişmeyi durduranlar...
Ustam ve Ben, tarihi kişiliklerin, camilerin, kütüphanelerin, türbelerin, köprülerin resmigeçit yaptığı, rengarenk, canlı, sürprizlerle dolu bir dönem hikayesi…

Öyle bir hayal dünyası ki içindeki konular ve tartışmalar günümüze dair de çok şey söylüyor. Uzun süre hafızalardan silinmeyecek, çok konuşulacak bir roman.

"İstanbul dediğin unutkanlıklar şehri. Orada her şey suya yazılmış. Ustamın eserleri hariç, onunkiler taşa kazınmış. O taşlardan birine bir sır sakladık. Çok zaman geçti üzerinden, nice alametler birikti ama hâlâ orada olmalı, bıraktığımız noktada. Bilmem bulan çıkar mı? Bulsa bile anlar mı? Ustamdan geriye kalan yüzlerce eserden ve binlerce, binlerce taştan bir tanesi var ki, altında gizli Arzın Merkezi."


Sayfa Sayısı: 480

***Arka kapak D&R'dan alıntıdır.***


Sevgilimden Son Mektup

Yazar Jojo Moyes'in ilk okuduğum kitabı Senden Önce Ben  oldu. Yazarın ilk kitabı dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok tutunca arkadan hemen ikinci kitabı geldi: Sevgilimden Son Mektup... İlk kitap gibi akıcı, anlaşılır ve sürükleyici, ilginç bir aşk hikayesi. Okunmaya değer, hele ki plajda ya da havuzda şezlonga uzanmış güneşleniyorken elinden düşürmek istemeyeceksin:=)

En azından şunu bil ki bu dünyada seni seven bir adam var. 
Seni her zaman seven ve bu ona zarar verse de hep sevecek olan bir adam...

1960. Jennifer Stirling zengin kocasının servetiyle lüks bir hayat yaşamaktadır. İstediği her şeye sahip olduğunu zannetse de bir gün ondan her şeyi arkasında bırakıp kendisiyle gelmesini isteyen bir adama âşık olur. Hayatında ilk defa tutkuyu hisseden Jennifer'ın önünde iki seçenek vardır: Ailesine ihanet etmek ya da aşkının peşinden gitmek...

2003. Gazetecilik kariyerinde zirveye yükselmek isteyen Ellie Haworth ünlü ve karizmatik bir yazarla ilişki yaşamaktadır. Aslında çok mutlu olması gerekirken sevdiği adamın başka bir kadına ait olması Ellie'nin hayatını ve tercihlerini gözden geçirmesine yol açar. Bundan böyle ya eksik bir sevgiye razı gelecek ya da kendini korkusuzca gerçek aşkın kollarına bırakacaktır...

Bir gün Ellie, gazete binasının tozlu arşivinde 1960'lardan kalma aşk mektuplarına rastladığında iki kadının hayatı beklenmedik bir biçimde kesişir. Acı bir aşk hikâyesinin eksik parçaları bir araya gelirken Jennifer ve Ellie'nin hayatı geçmiş, gelecek ve günümüzle tekrar şekillenir.

"Size aşk cümleleri yazdıracak bir roman..."
-Glamour-

"Modern ancak tüm zamanları aşan bir kitap. Ölümsüz bir aşka sımsıkı tutunanların hikâyesi..."
-Leila Meacham-

"Tutku denizinde yüzmek istiyorsanız Sevgilimden Son Mektup kendinize vereceğiniz en güzel hediye olacak."
-Sunday Herald-
Yazar:Jojo MOYES
Sayfa Sayısı:480
Baskı Yılı:2014
Yayınevi: Pegasus

Kocan Kadar Konuş

Kocan Kadar Konuş; her genç Türk kızının maruz kaldığı aile zoruyla evlendirme çabalarının anlatıldığı romantik komedi tadındaki bu kitabı okurken çok kahkaha attım. Efsun'un Sinan ile buluşmasının gökten düşen terlikle son bulması, Merve'nin gelin hamamında yaşananlar ve daha fazlası kitapta.... Deniz kenarında, yolculukta, işten sıkıldığınızda sizi rahatlatacak güldürecek bir kitap:) Muhakkak okuyun derim.

Arka Sayfa: Türkiye'de kadınların DNA'larına kodlanmış olan evlenme saplantısı, ne yazık ki bizim ailede daha yoğun. Millete ailesinden genetik miras olarak mavi göz kalır, bize bu evlenme saplantısı kalmış. 'Sinek kadar eri olanın dağ kadar feri olurmuş' atasözü, anneannem Peyker'in lafıdır. Yani o sözü söyleyen ata, bizzat benim anneannem.

Sözün özü, kocan varsa varsın, yoksa da geçmiş olsun. Hele ki bir de 30'una gelip de bekâr kaldıysan bu dünyada yatacak yerin yok!"

Evli misin?
Ya nişanlı?
Sevgilin var mı?
O da mı yok!
Yaş kaç?
Hımm. Anlaşıldı.

Sen en iyisi bu kitabı bir oku. Yalnız değilsin Türk kızı! Senden çok var -ay bunu da yanlış anlayıp trip atarsın sen şimdi. Yok, öyle demek istemedik. Ailen, çevren, eşin-dostun-arkadaşın,kankan, hepsi evlilik lafı ediyor değil mi? Ama zor iş.

Koca bulmak ÇOK zor iş arkadaş…


Yazar:Şebnem BURCUOĞLU
Sayfa Sayısı:220
Baskı Yılı:2014
Yayınevi: DEX

Ateşböceğinin Şarkısı

Kristin Hannah hayranı olduğumu bilmeyen kalmamıştır. Aslında bu kitabı okuyalı çok oldu ama geç de olsa paylaşmadan edemedim. Yılbaşında sevgili arkadaşım Nuran bu kitabı hediye etmişti. Daha o zaman okuyup, fotoğraflamıştım. Yayınlamak bu güne kısmetmiş. Ateş Böceği Şarkısı, Kristin Hannah'ın ülkemizde ilk yayınlanan kitabı Ateş Böceği Yolu'nun devamı niteliğinde olup; kahramanlardan Tully'nin hikayesi bu kitapta devam ediyor. Tully'e ve Kate'in ailesine ne oldu diye merak edenler bu kitabı mutlaka okuyun...
Kristin Hannah'ın ülkemizde yayınlanan kitapları:
  1. Ateş Böceği Yolu
  2. Kış Bahçesi
  3. Gerçek Renkler
  4. Gece Yolu
  5. Sevgi Uğruna Yaptıklarımız
  6. Evden Çok Uzakta
  7. Kızkardeşler Arasında
  8. Ateşböceğinin Şarkısı
  9. Bir Tutam Gündüz Bir Tutam Gece
  10. İlkbahar Rüyası

Kitap Kulesi

Uzun zamandır kitap okuyamıyorum aslında okuyamıyorum dediğimde bile okuduğum baş ucumda duran 2 kitap vardır. Uzun zamandır takip ettiğim almak için not ettiğim kitapları 3 gün önce İdefix'ten sipariş verdim. 2 Aralık-2 Ocak tarihleri arasında 11.Sanal Kitap Fuarını gerçekleştiren İdefix 150.000 kitabı %30-%70 indirimle satıyor kitap kurtlarına duyurulur. Aldığım kitaplarıma göz atarsak:
  • Şirin Nasıl Ünlü Oldum?- Birsen Ekim Özen (Kızım için)
  • Tek Kanatlı Bir Kuş-Yaşar Kemal
  • Böğürtlen Kışı-Sarah Jıo
  • Ay Hadi İnşallah!-Pucca
  • Sevgilimden Son Mektup-Jojo Moyes
  • Kız Kardeşler Arasında- Kristin Hannah
  • Biz Evleniyoruz- Julia Quinn
  • Aynı Yıldızın Altında-John Green
  • Beraber Yürüdük Biz Bu Yıllarda-Yılmaz Özdil
  • Ramses-Kadeş savaşı- Christian Jacq
  • Ramses-Ebu Simbel'in Kraliçesi-Christian Jacq
  • Ramses-Batı Akasyası'nın Altında-Christian Jacq

Bir Psikiyatristin Gizli Defteri

Çeşme'ye tatile giderken aldığım bu kitabı deniz kenarında elimden hiç düşürmedim. Bir psikiyatristin kariyeri boyunca karşılaştığı ilginç ve tuhaf vakalarını yazdığı bu kitap, çok satanlar listesinde uzun zamandır ilk 10'da yer alıyor. Severek ve ilgiyle okuduğum bu kitabı sizin de seveceğinizi umuyorum.

Gerçek hikâyeler kurgudan çok daha tuhaftır, Dr. Gary Small da bunu gayet iyi biliyor. Psikiyatriyle ve insan beyni üstüne çığır açıcı araştırmalarla geçen otuz yıl içinde Dr. Small pek çok şey görmüş. Şimdi ofisinin kapılarını açmaya ve kariyerinin en gizemli, ilginç ve tuhaf hastalarını anlatmaya hazır.

Bu kitap bir psikiyatristin zihnine ve onun giderek gelişim gösteren mesleki yaşamına yapılan aydınlatıcı bir yolculuk. Aynı zamanda bu branşın ve daha önce görülmemiş, tanısı koyulmamış çeşitli akıl hastalıklarının perde arkasına da bir bakış... Kitabı okurken kendinizi, bizi insan yapan şaşırtıcı tuhaflıklar üstüne düşünürken bulacaksınız.

Sıkça komik, kimi zaman trajik ve daima etkileyici Dr. Small, sizleri kariyeri içinde Bostonun kalabalık acil servis koridorlarından başlayıp ülke elitlerinin multimilyon dolarlık kayak localarına dek uzayan bir geziye çıkarıyor. Bu gezi sırasında birbirinden tuhaf gerçek karakterleri anlatırken, bir yandan da esrarengiz histerik körlükle, penisinin küçüldüğüne inanan bir adamla, gizli sürdürülen çifte hayatlarla ve ürkütücü derecede psikotik romantik arzularla baş ediyor. Akıl hocası kendi hastası olduğunda Dr. Smallun kariyeri ve kişisel hayatı tam bir döngüyü tamamlıyor ve Smallun kimsenin zihinsel araştırmanın ötesinde olmadığını anlamasını sağlıyor; kendisinin bile...


Sayfa Sayısı: 336

***Arka kapak D&R'dan alıntıdır.***

Senden Önce Ben


Dergilerde reklamlarını çok sıkça gördüğüm kitabı aslında alalı uzun zaman oldu ama başka kitapları okurken bunu arkalara ittim, okuyamamıştım. Aslında ne kadar güzel bir kitapmış,nasıl bu kadar zaman elimin altında olup da okumadığım için kendime kızdım. Hiç bir şey için geç değildir deyip, okumayan varsa tavsiye ederim. Arka kapağında The Independent'in dediği gibi kitap elden ele dolaşmaya başladı bile:=)

Senden Önce Ben 

Birbirlerine aşktan başka verecek hiçbir şeyleri yoktu...

Yaşamın ince detayları Loudan sorulur. Otobüs durağıyla ev arasında kaç adım var? Çalıştığı kafeye gelip gidenler nasıl bir hayat yaşıyor? Parlak yeşil elbisenin altına ne renk külotlu çorap giyilir? Onda bu soruların hepsinin cevabı var. Kolayca mutlu olabildiği küçücük dünyasında bilmediği tek şey hayatın çok daha karmaşık soru ve cevaplarla dolu olduğu...

Geçirdiği motosiklet kazasıyla hayatı altüst olan Will uzun süredir karmaşık sorularla meşgul. Bu hayatta diğer insanları mutlu eden küçük şeyler ona biraz olsun keyif vermiyor. Çevresindeki tüm renkler birden griye dönmüş ve böyle bir umutsuzluk içindeyken yapabileceği tek şeyin hayatını sonlandırmak olduğunu düşünüyor.

Peki, asık suratlı, aksi ve geçimsiz Will, Lounun rengârenk yaşamıyla karşılaşırsa neler olur? 

Mucizelere inanmıyorsanız durup bir kez daha düşünün...

"Sakin Son Bölümleri Otobüste Giderken Okumayın. Ağlamamak için kendinizi tutmaya çalışırken bir enkaza dönüşebilirsiniz." 
Tracy Williams

"Bu kitabı okuyunca duygudan duyguya koşacağınız bir lunaparka girmiş gibi oluyorsunuz. Okurken dünyayı ve zamanı durdurmak isteyeceksiniz." 
Dooster

"Arkadaşların elden ele dolaştıracağı bir roman olacak. Moyes karizmatik, gerçekçi ve çarpıcı karakterler yaratmayı çok iyi biliyor." 
The Independent

"Sizi bu kadar içine çekecek başka bir kitap bulmanız çok zor. Yıllardır okuduğum en güzel kitap." 
Gill B. 

"Bu hikâyeyi kitap bittikten çok uzun bir süre sonra bile hatırlayacak, her daim yanınızda taşımak isteyeceksiniz." 
Romantic Book Lover

Sayfa Sayısı: 480

***Arka kapak D&R'dan alıntıdır.***

Yağmur Sonrası

Tatilde okuduğum Mart Menekşeleri'nin yazarı Sarah Jıo'nun ikinci kitabı olan Yağmur Sonrası'nı da severek okudum. Bu sefer aşk II.Dünya Savaşının ortasında Bora Bora adasında geçen bir aşk hikayesi... 
Kitap severlere tavsiyem alın okuyun, çok güzel akıcı bir kitap 6 saate okuyup bitirdim..


II. Dünya Savaşının tam ortasında yaşanan yasak aşk ve işlenen korkunç bir cinayet...

Umut tükenmiş gibi görünse de ikinci şans her zaman vardır... Ya yoksa?

Anne Calloway ne kadar çabalasa da yetmiş yıldır peşinden gelen anıları bir türlü aklından silemiyordur. Bora Bora Adasından adına gelen gizemli bir mektup ise adeta kapanan yarasını yeniden açar. 

1942 yazında, II. Dünya Savaşının en hararetli zamanında Bora Bora Adasında görev almak için orduya hemşire olarak katılan Anne, genç, güzel ve nişanlı bir kadındır. Ancak orada hiç hesap etmediği bir durumla karşılaşır. Aşk… Kalbini tutkuyla dolduran, yakışıklı asker Westry Greene karşı koyamaz. Kısa sürede aşkları, adadaki amber çiçekleri gibi filizlenirken, sazdan çatısı olan bir bungalovun altında gizli bir dünyayı paylaşırlar. Ta ki bir gece tüyler ürperten bir cinayete şahit olana kadar... Savaş rüzgârıyla ayrı yerlere savrulan çift, bir daha asla bir araya gelemez. Peki Anne, onca sene sonra çıkagelen bu mektubun izinden gidip taşıdığı vicdan azabını sonlandırabilecek midir? 

Ya siz, araya zaman, mekân, kişiler girse de gerçek aşkın peşinden gitmeye cesaret edebilir misiniz? 
Mart Menekşeleri ile gönüllere taht kuran Sarah Jiodan muhteşem bir başyapıt... Yağmur Sonrası ile tutkunun zaman tanımayan öyküsünü okurken, gözyaşlarınıza hâkim olamayacaksınız. 

"II. Dünya Savaşında Pasifikin tam ortasında kalan, yürek burkan muhteşem bir aşk hikâyesi."
Kristin Hannah



Sayfa Sayısı: 347

***Arka kapak D&R'dan alıntıdır.***

Mart Menekşeleri

Kitap kurdu arkadaşım Ebru sayesinde tatilde bir yazar ve kitapları ile tanıştım. Sarah JIO'nun Türkiye'de ilk yayınlanan kitabı Mart Menekşeleri yazarın ilk okuduğum kitabıydı. Aşkın, dostluğun gizemin geçtiği güzel bir ada ve mart menekşeleri... Kitap çok başarılı, okurken merak içinde kalıyorsunuz. Daha fazlası için alın okuyun derim. Bu arada yazarın diğer bir kitabı olan Yağmur Sonrası'na başladım. Bitirince onu da paylaşacağım...

Bir kadının yüreği sırlarla dolu bir denizdir...

Gerçek aşkı yaşadığına inanan ünlü yazar Emily Wilson, kocasının başka bir kadını ona tercih ettiğini öğrenince, hayal kırıklığına uğrar. Tüm bu olanlara rağmen yine de tek bir damla gözyaşı dökmez. 

Büyük yengesi Bee, Mart ayını Bainbridge Adasında geçirmesi için onu davet eder. Emily ruhunda açılan yaraların iyileşmesi umuduyla, bu teklifi kabul eder. 

Adanın mistik havasıyla huzuru yakalamaya çalışan Emily, 1943 yılında yazılmış kırmızı kadife kaplı bir günlük bulur. Bu günlük onu geçmişin tozlu sayfalarına hapsolan gerçek bir aşk hikâyesine ve altmış yıllık bir aile sırrına götürecektir...

Umudun, hüznün ve pişmanlığın bir arada işlendiği büyüleyici bir roman… İlk kitabı Mart Menekşeleri ile Library Journal En İyi Kitap Ödülüne layık görülen Sarah Jio, insan kalbinin, ne kadar hatalı olursa olsun sevdiklerimizi her zaman affedeceğini eşsiz bir dille anlatıyor. 

"Aşk, tarih ve gizem… Daha ne olsun? Mart Menekşeleri, geçmişimizin er ya da geç sürprizlerle karşımıza çıkacağını hatırlatan muhteşem bir roman."
Jodi Picoult

"Tarih, gizem ve aşkın mükemmel bir karışımı… Bu romanı elinizden düşüremeyeceksiniz."
Library Journal

Sayfa Sayısı: 336

*** Arka kapak D&R'dan alıntıdır.***

Kardeşimin Hikayesi


Yoğun geçen bir senenin sonunda tatile gidiyorum. Aslında hafta sonları yaptığım ufak kaçamaklarla çok da yoğun bir kış geçirdiğimi söyleyemem. Ama çocuklarımızla birlikte geçireceğimiz tatili iple çekiyorduk. Nihayet o gün geldi. Yarın sabah yola çıkıp Antalya / Belek'e gidiyoruz. Yazılarıma oradan devam edeceğim. 
Tatilde deniz kenarında okumak için 2 kitap siparişi vermiştim. Biri Zülfü Livaneli'nin "Kardeşimin Hikayesi" diğeri Jojo Moyes'in "Senden Önce Ben" . 
İlk okumaya başladığım kitap olan kardeşimin Hikayesi'nden bahsetmek istiyorum. İlk sayfasından itibaren insanı içine çeken kurgusu ile Zülfü Livaneli'nin kitaplarını her zaman sevmişimdir. Bu da o kitaplardan biri. Daha fazla bilgi için için arka kapaktaki yazıyla yetinin ve hemen alın okuyun derim....

Armağanınız Kitap Olsun

Bir sene önceydi Mahmut Hoca ile tanışmamız. Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde bir ilkokul için kütüphane oluşturmak için çırpınan, bunu bloglar arasında duyurarak çok kişiye seslenen ve okulunda kütüphane oluşturan idealist öğretmenimiz bu sefer başka bir okul için kampanya başlattığını dün akşam göndermiş olduğu e-posta ile haber verdi. Çocuklar bizim her şeyimiz, geleceğimiz diyerek kampanyaya katılıyorum.
Hadi ne duruyorsunuz okumayan çocuk kalmasın, sizde bir katkıda bulunun, en güzel şey olan "Kitap" armağan edin bu güzel çocuklara...
SAKLAMA BAĞIŞLA
 Gölgeler görüyordu çocuğun gözleri gölgeler… Ne olduğu belli olmayan… Rüyaydı bu…İki el miydi kuş taklidi yapan, yoksa kanlı canlı bir kuş muydu kanat çırpan? Bir kuş taşıyamazdı onca hikayeyi sırtında. Hele bir el; kaç şiir, kaç masal  sığardı ki? Besbelli bir kitaptı bu, okunmaya hazır.  En güzel sayfasını açmıştı bak! Bir çift göz bekliyordu sadece ne güzel!

   Uyandı çocuk sonra, doğruldu yerinden; odaya göz gezdirdi iyice. Yoktu uçan kitaplar. Sözcükler dökülmüyordu gökten.Reklamlarını, ölüm ilanlarını bile ezberlediği bir gazete vardı odunların altında, bir de öğretmeninden dinlediği birkaç masal, zihninde her gün rüyalarına giren. ..
  Bu, Ahmet’in öyküsüdür. Ahmet bizim köyümüzdeki her çocuğun adı. Onlara masallarını, hayallerini verelim dedik; kahramanları da siz olun istedik. 
 Hiç önemsemediğiniz en küçük yardım bir hayatı baştan sonra değiştirebilir.Evinizin bir köşesinde atıl durumda olan  dergi, ansiklopedi, masal-roman ve hikaye kitaplarınızı okul kütüphanemiz için gönderirseniz çok memnun oluruz. 

- Hikaye, roman, dergi, ansiklopedi türü kitapları okulumuza kargo olarak yollayabilirsiniz.
- Projemizi arkadaşlarınıza, akrabalarınıza vs duyurarak daha geniş kitlelere ulaşmamızı sağlayabilirsiniz.
- Facebook, twitter, friendfeed ve bloglarınızda projemizi duyurarak ve sayfaya dair linki sosyal mecra hesaplarınızda paylaşarak destek olabilirsiniz.

Okul Müdürü: İbrahim KURUCAN
Tel: 0 505 820 0687


Proje Sorumlusu: Mahmut ADIN (Sınıf Öğ.)
İletişim: mahmutadin@hotmail.com

Web site: www.kitapkolik.net/
Facebook: www.facebook.com/kitapkolikler

Twitter: /NergisliOkul

OKUL ADRESİ:
NERGİSLİ CUMHURİYET İLKOKULU
REYHANLI/HATAY

* Köy okulu olduğumuzdan dolayı kargoyla ilgili bazı sıkıntılar olabiliyor. Bu yüzden okulumuza kitap gönderirseniz eğer kargo bilgilerini mail-twitter ile bildirirseniz seviniriz.

 Not: Görseller ve bilgiler www.kitapkolik.net'ten alıntıdır.